15 Ağustos 2013 Perşembe

MARİA BUNLARI DER MİYDİ?

Diğer insanların fikirlerinden etkilenmeyen insanlara hep gıptayla bakmışımdır. Aslında insanların bir kısmı gerçekten kimseyi pek fazla önemsemeden bildiğini okuyanlar, diğer yarısı da bunu yaptığını söyleyenlerden oluşmuyor mu? Bence öyle ama kimse bu gerçeği kabullenmek istemiyor. İnsanların fikirlerini önemsemek, ne kadar ya da nereye kadar önemli acaba. Pek tabi bunun da bir sınırı olmalı. Peki 'insanlar bana böyle davranabiliyorsa demek ki ben de bir sorun var 'mantığı ne kadar sağlıklı? İnsandan bahsediyoruz, yeryüzünün en defolu varlığından. Kendimize bile dürüst olamazken, bir başkasına nasıl vicdanımızın temiz yüzünü açabiliriz. İnsanın haslığına, samimiyetine ne şekilde güvenebiliriz bilmiyorum. Gün gelir en olmadık yerde en olmadık zamanda öyle bir şey söylerler ki kendinizi korumak için ördüğünüz tüm duvarları yıkılıverir. Çocuklaşırsın ve çocuk olmaktan en çok o zaman utanırsın. Sen değil miydin büyümek için onca zahmete katlanan.. Üzülmek de değil kırılmak da. Bence bu duygunun asıl adı mahzunlaşmak. Üstelik en çok çocuk olmak istediğin zaman çocuk da olamazsın. Çocukluğunu sattın çünkü. Büyümek için sattın. Ne kaldı elinde, toparlaman gereken bir ruh hâli ve sabitlemen gereken bir gülümseme. Gülmelisin çünkü insanlar dertlerinle uğraşmaz. Kendi kafalarına göre yorum yapar ama nasılsın diye sormaz. O yüzden değil midir mahzunlaştığında kimsenin kapısını çalmazsın. Korkarsın çünkü insanlar güçsüzleri sevmez. Ne zaman mahzunlaşsan seni avutacak bir omuz araya araya, sahte gülüşüne tav omuzlara düşersin. İnkar etme çocuk düştün, kalktın. Dünyanın pek sevilesi bir yer olmadığını ama seni de yıldıramayacağını kanıtladın.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder