25 Şubat 2014 Salı

HAVADA KALMIŞ NE VARSA

Havada kalmışlığın hafifliği rahattır. Böyle düşünüyordum aylar önce. Başkasını suçlamak her zaman daha kolaydır. Başkasını suçladığın zaman daha fazla yol varmış gibi görünür. Vardır ama o başkası hiç bir yolu seçmemiştir. Suçlarsın.. Ama o yolu uzaktan görmekle, yolun tam başında durmak çok farklıymış. Hatalar yaparsın, bakarsın ki aslında o kadar çok yol yokmuş ama bir o kadar da çok yol varmış, gönülden arzulayınca. "Rızasız bahçenin gülü derilmez." diyor ya Neşet Ertaş bence çok haklı. Rızayı kendimde görüyorum. Gül bahçelerine karışmak benim için sanki çok kolay. İçimde heves var, coşku var. Bir o kadar da korku. Kimi zaman karışamıyorum havaya. Bu sefer havada kalmışlığın hafifliği değil ağırlığı çöküyor üstüme. Şekeri çok seven ama şeker hastası olan bir çocuğa anlatamazsın ya durumu bazen tam öyleyim. Çok sevdiğim bir şey çok sevdiğim için öldürecek sanki beni. Hep havaya atıyorum. Keskin cam parçaları gibi birikip üstüme yağacaklar diye korkuyorum. Ondan telaşım belki. Neyse zaten kimse kolay olacağını söylememişti. Aylar sonra farklı düşünürüm belki kim bilir. Ne de olsa zaman çok tuhaf bir yapıştırıcı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder